12 Ocak 2015 Pazartesi

Yaşama Sevgisi Üzerine



Über die Liebe zum Leben

Erich Fromm'un 1971 - 1979 yillari arasinda Süddeutscher Rundfunk'ta  (Güney Almanya Radyosu) Hans Jürgen Schultz ile yaptigi sohbetlerin basili hali. Elimdeki kitap 1983 baskisi , daha yeni baskilari da var. Kitabin özelliklerinden biri uzun yillar kitaplarini Ingilizce'de yazmis olan Fromm'un bu metinlerde ana dili Almanca ile karsimiza cikmasi. Üstelik yazili Almanca ile degil, canli bir konusma diliyle.  Bir diger özelligi de konusmalarin ölümünden önceki son 9 yila ait olmasi ve bize diger kitaplarindan da tanidigimiz Erich Fromm dünyasinin bir özetini sunmasi.

Erich Fromm'un bende yarattigi izlenim net bir düsünce dünyasi olmasi. Düsünce zincirini ipin ucunu kacirmadan takipe edebiliyorum. Öte yandan sadece düsünce ile hareket etmiyor. Düsüncelerin beslendigi sevgi dolu bir kaynak var gibi. O yüzden soguk degiller.

Bu kitaptan neler ögrendim?

  • Modern dünyanin aktifmis gibi görünen reaktif insanlarinin pasifligini ( (ki aci aci sosyal medya insanlarinin klavye basi aktifligini animsatti bana) ve klasik felsefenin tanimladigi pasifmis gibi görünen gercek aktif insani, (burada "Sahip olmak ya da Olmak"tan ve "Sahip Olmaktan Olmaya"dan izler var)
  • Psikoloji ile felsefenin (özel olarak etigin) birbirine yakinligini,
  • Neden herkesin bir psikolog oldugunu ve olmasi gerektigini,
  • Insan davranislarinin olasi sebeplerini ve bu arada insanda siddet ve saldirganligin sebeplerini (ki burada da "Insandaki Yikiciligin Kökenleri"ndeki düsüncelerini tekrar görebiliyoruz)
  • Fromm'un Freud'un psikanaliz teorisine nasil baktigini, hangi noktalarda hatali görüp Freud'dan ayrildigini,
  • Yasamimiza yön veren temel bir Biophilie (diri/m sevgisi) ve Nekrophilie (ölü/m sevgisi)  ayirimi olabilecegini,
  • ...


Böylece kitabin adi da kendi kendine aciklaniyor. Türkce'ye cevrilmis olsaydi "Yasama Sevgisi Üzerine" olurdu adi.

Erich Fromm okumayi seviyorum.  Schultz ile sohbetlerin birinde beslendigi kaynaklari, etkilendigi yazarlari konusuyorlar. Eski Ahit'ten Mezmurlari, Marx'i, Meister Eckhart'i, Freud'u ve Zen Budizmi'ni ard arda sayisindan anliyorum neden sevdigimi. Kendini belli bir görüsün, belli bir cercevenin, belli bir cekmecenin icine tıkıştırmaktan itina ile kaçınmış oldugunu farkediyorum. Okumadigim Erich Fromm kitaplari hic tükenmesin istiyorum.


Hiç yorum yok: