4 Haziran 2015 Perşembe

Moral Minds


Moral Minds
How Nature Designed Our Universal Sense of Right and Wrong
Marc D. Hauser, 2006

Eski Harvard'li Marc Hauser'in savundugu argüman basit. Noam Chomsky'nin generative grammer teorisinden destek aliyor ve diyor ki: Nasil ki insan belli dil araclarindan olusan evrensel bir dilsel "alet kutusu" ile doguyor ve bütün konustugumuz diller bu evrensel dil kurallarina dayanarak olusuyorsa, nasil ki Chomsky'nin benzetmesiyle  "kollarimizin nasil büyüdügünü ögrenerek degil de kollarimiz büyüyecek sekilde tasarlanmis olarak" doguyorsak, moral (ahlak) acidan da dogru ve yanlisi takdir edebilecek beceri, arac ve icgüdülerle doguyor olabiliriz. Bu görüs gecen yüzyilin baslarina hakim olan, ahlaki becerilerin dogustan gelmeyip, sosyal cevre icinde deneyimlerle ögrenildigini, sonradan edinildigini savunan görüsün tersi.

Öte yandan insanin "öldürmeyeceksin...calmayacaksin......yalan söylemeyeceksin" gibi belli, kati ahlaksal kurallarla kodlanmis olarak dogdugunu da savunmuyor Hauser. Sadece, icimizde dogustan gelen bir yerin, bir seyin oldugunu ve o bir yer/bir seyin icine dogdugu toplumun kültürel parametreleriyle soslanarak ahlaki becerilerimizi olusturma potansiyeline sahip oldugunu ileri sürüyor.

Biraz karisik ve muglak, evet. Hauser'in kitap boyunca verdigi yüzlerce deney, arastirma vb. sonucuna ragmen hala biraz karisik. Ama böyle olmasi daha mantikli geliyor, o da bir gercek.

Hauser'in calisma sekli "yapay ahlaki ikilemler" adini tasiyor ( artificial moral dilemmas). Örnegin ünlü kontrolden cikmis tren hikayeleri: Trolley Problem . Internet üzerinden, dünyanin dört bir yanindan, her türlü milliyet, kültür, din  ve cografyadan insan bu türden ikilem hikayelerine yanit vermis. (Ilgilenenler icin test burada: Moral Sense Test) . Sorulara verilen yanitlarin büyük ölcüde cografya, kültür ve dinden bagimsiz oldugu görülmüs. Hauser bunu hepimizin dogustan gelen ortak bir ahlaksal baz üstünde hareket ettiginin kaniti olarak görüyor.  

Kitabin epilogunda söylediklerinin her seyden önemli oldugunu düsünüyorum, kitabin gerisi uzun bir arastirma sürecinin ilk adimlari olarak okunabilir belki: " Ahlaki din ile esitlemek yaygin olsa da, bu en az iki acidan yanlistir: Birincisi, dini inanci olmayanlarin ahlaki dogru ve yanlislari anlayabilmekten uzak oldugu ve ikincisi dini inanca sahip olanlarin ateist ve agnostiklerden daha erdemli oldugu yanlis varsayimini gerektirir. Ahlak yargilari hakkinda pek cok kültürde yapilan calismalara göre, ateist ve agnostikler ahlaki acidan izin verilen ve yasaklanmis eylemleri ayirt etme becerisine tamamen sahiptir. Daha da önemlisi, Museviler, Katolikler, Protestanlar, Sihler, Müslümanlar, ateistler ve agnostikler deney ortaminda ayni yargilara varmakta ve ayni tutarsizlik veya yetersizlik derecelerini göstermektedirler."   

Bu da kitabin son cümlesi: "Evrensel bir ahlaki grammeri paylastigimiz ve dogumdan itibaren dünyanin tüm moral sistemlerini kazanabilecegimiz gercegini göz önüne almak bize bir rahatlama hissi, bir birbirimizi belki de anlayabilecegimiz hissi saglamalidir."

Evet özellikle moral psikolojisi ve felsefesini bilmeyen biri olarak kitabi biraz okumasi  zor buldum ama sonunda icime bir rahatlik ve huzur hissi yaydigi dogrudur :)

Hiç yorum yok: