28 Şubat 2016 Pazar

Ağustos böceği

...her sabah duragin önünden geciyor. Ya da ben duraga yürürken yanimdan. Hangimizin erkenci olduguna bagli. Baslarda yüzünü göremiyordum karanlikta. Günün daha aydinlik saatlerinde yolda karsilassak taniyamam galiba diyordum; komik geliyordu. Ögrenci oldugunu saniyordum. Ama bisikletini taniyor(d)um. Dislilerinden birinde, zincirinde, ne bileyim bir yerinde bir sorun var. Tamir edilmemis. Belki edilememis. Pedala her basisinda belli bir ses cikariyor. Iste o sesi agustos böcegine benzetiyorum. Pedala bastikca...bastikca...bastikca.. sanki yakinlarda bir yerlerde bir agustosböcegi ötüyor. Sanki kis ortasinda degiliz gibi geliyor. Sanki yaz ortasinda ılık bir aksam gibi oluyor. Sanki ısı birden bir kac derece yükseliyor. Kisacik bir süre icin.... Sonra agustos böcegi uzaklasip gidiyor. Kis geri geliyor.

Thoreau iyilikten ve iyi insandan bahsederken "...kendisine hicbir seye mal olmayan, farkinda bile olmadigi bir özelligi olmali" diyor ya, agustosböcegi yanimdan gecerken hep bunu animsiyorum. Bana yaptigi iyiligin farkinda mi merak ediyorum. Dünyaya bu türden bir iyiligim dokunsun cok istiyorum.

Günler uzadigindan beri yüzünü de biliyorum. Galiba ögrenci degil...

--biriktirmeden--

Hiç yorum yok: