25 Kasım 2017 Cumartesi

Kayit düsmek adina bir kac  Kasim kitabi daha...

  • Dine Karsi Din - Ali Serati
  • Arife Din Yoktur - Muhyiddin Ibni Arabi - Kevser Yesiltas
  • Bir Anadolu Hümanisti - Radiy Fiş 


19 Kasım 2017 Pazar

bu kadar cok lafi neden mi ettim?
asil söylenmesi gerekeni söylememek icin...



 Kirik Taslar, Heraklitos, Erdal Alova, Can Yayinlari
 Fragments, Heraklitus, Brooks Haxton, Pinguin

Heraklit'in Fragment'lerini bu iki kitaptan; Türkce ve Ingilizce cevirilerinden okudum.
Yazdigi hic bir eser günümüze ulasmadigindan ve sadece söyleyip yazdiklarindan bazilari tarih boyunca baska felsefeciler ve yazarlar tarafindan alintilanmis oldugundan Heraklit ancak "Parçalar"i ile biliniyor. Her iki kitaptaki parcalari mümkün oldugunca eslestirmeye calistim:


Ve o zaman tek bir dile bagli kalmamakla iyi yaptigimi farkettim. Heraklit antik cagin "karanlik" filozofu ünvanina sahipmis. Söyledigi her sey ilk okumada anlasilmiyor ve muglak. Katmani cok. Birden cok ceviriden okumak anlayisi arttirabilir.

Kisacik, hizli okunabilir ama hemen birakip gitmeyecek, iz birakacaktir.
Tavsiye...

11 Kasım 2017 Cumartesi

Ne Garip Federico Adinda Olmak







 Ne Garip Federico Adinda Olmak,
Federico Garcia Lorca,
Erdal Alova,
Can Yayinlari

Bir Türkce sarki dinliyordum, sözleri Lorca'nin bir siirinden diyorlardi.
Cohen hakkinda bir kitap okuyordum, en büyük ilham kaynaklarindan biri Lorca, "Take This Waltz" da serbest cagrisimla cevrilmis bir Lorca siiri zaten diye yaziyordu.
E ben artik bi Lorca okusam, zamanidir diyordum.
Türkce gazetelerin birinde tam o siralarda karsima bu baslikla bir makale cikiyordu: "ne garip federico adinda olmak"
Sonra kitabi ariyordum.
Sonra buluyordum.

Sonra ama...
Ama sonra...
kitapta o melodiyi bulamiyordum ben. Ne bir Livaneli, ne bir Cohen melodisi duyuyordum kitapta. Ne de baska bir melodi...
Ya Lorca benlik degil, ya da baska bir ceviriden veya baska bir dilde bir daha okumaliyim.
Diyordum ben.

Yine de bir kac satir kaliyordu kitaptan bana:

Defnenin dallarinda 
iki karanlik güvercin gördüm
Biri öbürüydü
ikisi hicbiri.
--
Gül aramadi safagi:
sonsuzca dalinda,
bir baska seyi aradi
--
Kendinden geciyor leylek
rüyasinda yarim ayin.
--
cala cala ovanin davulunu
geliyordu atlilar.

Yine de güzeldi siir.

9 Kasım 2017 Perşembe

Suraya tek tek son zamanlarda okudugum kitaplarin isimlerini not edeyim, sonra detayina girerim, vakit olursa. Olmazsa da kayida gecmis olurlar en azindan.

Thoreau, Günlükler, 1. Cilt




Tagebuch I, Henry D. Thoreau

Thoreau'un hep okumak istedigim, hep ertelenen günlüklerinin yeni Almanca basimina kitapcida rastladim, ilk cildini de kütüphanede buldum. Ilk kitabin sonsözünde de sadece 3 degil, 12 ciltlik bir seri olarak planlandigi muştulu haberini okudum.

Bu kitabi okuyunca Thoreau'u ve Walden'i bu kadar sevmemin bir tesadüf olmadigini bir kez daha anladim. Bir dolu doga gözlemi ama sadece o degil. Bir dolu düsünsel malzeme. Üstelik 20-24 yaslari arasinda yazdiklarindan olusuyor bu ilk cilt. Cok katmanli, bol ironili. Günlük yasamina fazla dokunmadan gecip gidiyor günlük sayfalari. Oysa ki daha önce okudugum biyografisinden biliyorum ki, bu dönemde sevdigi kizi "cok liberalsin" diyerek vermemisler ve bir de abisi ölmüs. Bunlarin hic birinden bahsetmiyor. Ya da bu basim bir derleme oldugu icin es geciyor oralari. Tam anlayamadim o kismini.  Cümleleri öylesine okuyup , "ah ne güzell!" deyip gecmemeli,  bazilarinda baska imalar, bazi derin katmanlara ince göndermeler var. Bir kac alinti da yazmistim suraya ama kaydetmeden cikmisim tüm yaziyi, bu özetle yetinecegiz artik. Hem o alintilarla cesitli mecralarda biktiririm ben sizi zaten... Sonraki ciltleri sabirsizlikla bekliyorum :) 

8 Kasım 2017 Çarşamba

Ne cabuk kalkip gittin be sonbahar...
Otursaydin oysa, daha karpuz kesecektim :(